
Gezgin Güvercinleri Bir Yüzyıl İçerisinde Nasıl Yok Ettik? – Samet Tekin
İnsanlığın bitmek bilmeyen kazanç hırsı ve daha fazlasını elde etme arzusu, popülasyon büyüklüğü milyarlarca bireyi bulan türleri bile çok kısa sürede yok etmiştir. Gökyüzünde göç ederken sayıları milyonları bulan gezgin güvercinler, 19. yüzyılda Kuzey Amerika’da en bol bulunan kuş türüydü. Sayıları o kadar fazlaydı ki görgü tanıkları kuşların güneş ışığının dahi yeryüzüne ulaşmasını engellediği söylemektedir. 1850 yılının mayıs ayında Michigan Manistee Nehri civarında kamp yapan Potawatomi kabilesinin Simon Pokagon adındaki kabile lideri bu kuşlara dair olan tanıklığını şu sözlerle ifade etmektedir:
“Uzaktan gelen uğultu sesleriyle ürktüm. Daha sonra sanki kızak çanları yüklü bir at ordusu derin ormanlardan bana doğru ilerliyor gibiydi. Seslere daha fazla kulak vermeye başladım ve seslerin at tepinmelerinden ziyade gök gürültüsüne ait olduğu neticesine vardım; oysa hava oldukça açık, sakin ve güzeldi. Sonrasında hayret ve şaşkınlıkla, bana doğru ilerleyen, o sezon ilk kez gördüğüm milyonlarca güvercini seyrettim.”[1]
Gezgin güvercinler (Ectopistes migratorius), adında anlaşılacağı üzere göçmen bir kuş türüydü. Yayılımları Kuzey Amerika’nın doğu ormanlarındaki yaprak döken ormanlarından, Kanada’nın kuzey ve güney kısımları ve Mississippi’ye kadar uzanırdı. Hatta ağır kış dönemlerinde Meksika ve Küba’da da görüldüğü olmuştur.[2] Bu kuş türü, popülasyonun devamlılığı için devamlı hareketli halindedir. Ayrıca engin alanlara gereksinim duyarlar. Diyetlerini başlıca tohumlar ve meyveler oluştursa da küçük omurgasızlarla da beslenirlerdi. Oldukça elastik boğaz yapıları sayesinde kestane, kayın cevizi ve hatta meşe palamudunu doğrudan sindirebilirlerdi.3
Amerika yerlileri yüzyıllardır bu güvercinleri avlarlardı. Kalabalık olmaları kolayca avlanmalarına neden oluyordu. İnsan dışındaki doğal avcıları da bu türleri rahat avlayabiliyordu. Gezgin güvercinler, sürünün yüksek sayısına güvenerek, ürkek olmayan bir davranış biçimine evrilmişlerdi. Nitekim, bir bireyin bir avcı tarafından milyonlarca türdeşi arasından avlanabilmesi oldukça düşük olasılıklı olduğundan, bu türe ait bireylerde pervasız davranışlar gelişmesi makul bir beklenti olacaktır. Yine de hem doğal avcılarının avlaması hem de Amerikan yerlilerin avlanmasına rağmen popülasyonları istikrarlıydı.
15. yüzyılın sonlarına doğru Amerika kıtasının Avrupalılar tarafından keşfi ve takip eden yüzyıldaki sömürü ve kolonileşmeyle beraber, bu kuşlar üzerindeki av baskısı da arttı. Yüksek sayıları, bu kuşları avlayan insanların nesillerinin tükenmeyeceği konusunda rahatlığa itti ve yıllarca avlandılar. Av baskısı öylesine artmıştı ki 19. yüzyılda bazı kişiler tehlikenin farkına vardı. 1876 yılında Tom Tramp takma adındaki bir gözlemci şunları yazmıştı:
Düzenli bir şekilde ölü ya da canlı bu kuşlara artan muazzam talepler ve kilometrelerce uzaktan toplu bir şekilde ağalar vasıtasıyla yakalanmaları için telgrafla bildirilen isteklerle birlikte, kalan diğer güvercinlerin korunmaları için bir şeyler yapmanın zamanı geldi geçiyor… Bu sene muhtemelen daha önce yıllardan daha fazla güvercin yakalandı. Fakat bunun sebebi kuşların sayısındaki artış değil; daha önce olmadığı kadar artan sayısız sayıdaki güvercin avcıları.[3]
Tom Tramp yaklaşık 25 bin ölü güvercinin dört haftalık dönem içerisinde günlük olarak nakledildiğini bildirmektedir. Aynı şekilde bir kayda göre, 1771 yılının mayıs ayında, Boston’da bir markette tek günde 50 bin ölü güvercin satılmıştır.[4]

Resim 1.0 George Edwards’ın 1626 dolaylarında resmettiği gezgin güvercinler. Londra Tabiat Tarihi Müzesi.
Özellikle 19. yüzyılın başından itibaren gezgin güvercinler aşırı avlanmaya maruz kaldılar. Kalan popülasyonu muhafaza etmeye çalışan farkındalık sahibi korumacılar olsa da gezgin güvercinlerin popülasyonları asgari popülasyonun altına düşmüştü. Yani artık bu kuşları hiç kimse avlamasa dahi nesillerinin tükenmesi kaçınılmazdı. Yüksek sayıları güvenmeye evrilmiş bu kuşlar sayıları azalmasına rağmen aynı davranışı korumaya meyilliydiler. Bu sebeple hâlen kolay avlanabiliyorlardı ve doğal avcıları tarafından yok edilebilirdi. Sonuç olarak, hiçbir müdahale olmasa dahi artık tür kendiliğinden yok olma sürecine girmişti. Yine de insanlar onları 19. yüzyılın sonuna kadar avlamaya devam ettiler. Bu süreçte, milyarca bireyin öldürülüşüne tanıklık eden müzisyen ve yaban hayatı korumacısı H. B. Roney, türün neslini korumak adına ilginç yollara başvurdu. Petoskey bölgesinde kuşların zehirli yemişleri yediğini ve bu nedenle insan diyetine uygun olmadığını uydurdu ve bunu çevre halkına yaymaya çalıştı. Bunun halk arasında da yayılıp, güvercinler üzerindeki av baskını azaltacağını umuyordu. Özellikle çocuklarla konuşarak onları kandırma yoluna gitti. Daha sonra Roney, kanıtları çarpıtma, yalancılık ve abartmakla suçlandı ve dava edildi.[5]
Daha sonra Michigan kanunları 1897 yılında gezgin güvercinlerin avlanmasını yasakladı. İronik olarak zaten 1897 yılında vurulacak bir gezgin güvercin kalmamıştı. Doğrulanan son yabani birey 1901 yılında avlandı.

Resim 1.1 Kuzey Louisiana’da avlanan yabani güvercinler. Smith Bennet (3 Haziran 1875).
Gezgin güvercinleri başlıca taze et olarak faydalanmak amacıyla tutsak halde tutan insanlar, nesillerinin tükendiği fark etmeye başladıklarında, bu sefer korumaya amacıyla tutsak halde hayvanat bahçelerinde tuttular. Özellikle 1890’lı yıllarda tutsak halde tutulan gezgin güvercinlerin sayısı fark edilir bir şekilde artmıştı. 19. yüzyılın sonunda kalan az sayıdaki bireyler üç farklı bölgede tutuldu: Milwaukee, Chicago ve Cincinnati.[6] Ancak tutuldukları koşular oldukça ilkeldi.

Resim 1.2 Charles Otis Whitman’in fotoğrafladığı kendine ait tutsak bir güvercine ait dişi birey.
Tutsak halde tutulan güvercinler türün neslinin devamı için son umutlar olsa da bu şartlar altında tutulan güvercinlerin insana alışma riski vardı. Chicago Üniversitesi’nden Profesör Whitman, 1899 yılında tutsak haldeki kuşları yetiştirmeye çalıştı. Kalan on iki birey o yıl yaklaşık on beş yumurta vermişti fakat hiçbir yumurtadan civciv çıkmadı. Daha sonra dört yumurta daha yumurtladılar ve üçünden civciv çıktı; fakat hiçbiri hayatta kalamadı. Daha sonraki yıl birey sayısı on altıya çıktı ve bu sefer Whitman daha umutluydu. Fakat iki yaşlı dişi birey kafesten kaçtı. Martha adındaki diğer bir dişi bireyde 1902 yılında Cincinnati Hayvanat Bahçesi’ne gönderildi. 1907 yılına gelindiğinde ise Whitman’in yalnızca iki dişi bireyi kalmıştı ve onlarda kış mevsiminde öldü.[7]
Türünün son temsilcisi Martha, mevcut durumundan ötürü ün kazanmıştı. 1910 yılında Martha’ya eş buluna 1000$ dolar ödül konuldu. Fakat Martha dışında hiçbir gezgin güvercin bireyi hayatta değildi. Hasta olan Martha, 1 Eylül 1914 saat öğlen 1’de kafesinde hayatını kaybetti.[8]

Resim 1.3 Wisconsin Ornitoloji Topluluğu tarafından dikilen Wisconsin’deki Wyalusing State Park’ta bulunan gezgin güvercin anıtı: “Eylül 1899’da Babcock’da vurulan son Wisconsin gezgin güvercinine adanmıştır. İnsanoğlunun açgözlülüğü ve düşüncesizliği yüzünden bu türün nesli yok olmuştur.” Wisconsin Historical Society, Peterson, Harvard, Passenger Pigeon Plaque, 34683. Viewed online at https://www.wisconsinhistory.org/Records/Image/IM34683
Milyarlarca bireyi bulan popülasyona sahip gezgin güvercinleri sadece bir yüzyıl içerisinde yok ettik. Yok ettiğimizi fark ettiğimizde artık çok geçti ve onları korumak için sarf ettiğimiz son çabalarımız ise sonuçsuz kaldı. Kaldı ki beşeriyet yalnızca onları avlayarak değil, habitatlarını da tahrip ederek onları bu dünyadan mahrum bıraktı. Onlar artık yalnızca müzelerde, kitaplarda, fotoğraflarda ve belki de tünedikleri yaşlı ağaçların hafızalarında yer alacak.
Yazar: Samet Tekin
Dipnotlar:
[1] R. Skloot, The Best American Science and Nature Writing 2015, Mariner Books, New York (2015), ss. 297-298
[2] E. Fuller, The Passenger Pigeon, Princeton University Press, New Jersey (2015), s. 37 3 E. Fuller, age., ss. 33-34
[3] E. Fuller, age., ss. 60-61
[4] E. Fuller, age., s. 52
[5] E. Fuller, age., ss. 63-64
[6] E. Fuller, age., s. 92
[7] E. Fuller, age., s. 97
[8] R. W. Shufeldt, An Anatomical and Other Notes on the Passenger Pigeon (Ectopistes Migratorius) Lately Living in the Cincinnati Zoological Gardens, The American Ornithologist Union, Chicago (1915), s. 32