İnce Ayarlı Bir Evren Ne Anlama Geliyor? – Paul Steinhardt

İnce Ayarlı Bir Evren Ne Anlama Geliyor? – Paul Steinhardt

Mayıs 19, 2023 0 Yazar: bilimolog

S: Paul, büyük patlama 14 milyon yıl önce gerçekleşenler ve evrenin evrimi hakkında konuşmak bence aklıma gelen en heyecan verici şey. Ama kozmologların uğraşlarının yersiz olduğunu düşünen oldukça zeki birkaç arkadaşım var.

Paul: Yeni arkadaşlar bul o zaman!

S: Kozmoloji insanlığa ne kazandırabilir? 

Paul: Bence kozmoloji bize evreni idare eden yasalar hakkında çok şey anlatır. Bu yasaların ortaya çıktıkları yer orası. Evrenin bir başlangıcı var mı ve gelecekte nasıl olacak? Evrenin her yeri aynı mı işler yoksa biz özel bir yerde miyiz? Bunlar varlığımızın anlamıyla ilgili can alıcı sorular.  Tarihsel olarak da hep “tüm bunların olayı ne? Varlığımızın anlamı ne? 

S: İnsanın hâlini keşfe çıkan sanat ve edebiyatı düşünecek olursan ciddi bir dehanın ürünü olduğunu anlarsın. Kozmoloji bilgiye ulaşmak için bilimsel yaklaşımları harmanlar ama bunun gibi esas sorulara da cevap arayarak. 

Paul: Evet, haklısın. Son birkaç bin yılda öğrendiğimiz bir takım fizik yasaları tarafından idare edilen bir evrende yaşıyoruz. Ama bunların, büyük resme, tüm evrene nasıl uyduğunu bilmiyoruz. Bunu da bilimsel yöntemle keşfetmenin tek yolu kozmoloji bilimiyle ve laboratuvarda çalıştığımız ile geniş çerçevede gözlemlediklerimizin uyumlu olup olmadıklarını görerek mümkün. Ve uyumlularsa düzgün, güzel bir hâlde evrenin değişmeyen, basit hikayesini ortaya koyar. Fizik yasalarının çok rastgele, dağınık olduğunu ve gözlemlerimizi bulunduğumuz yerden başka bir yerde gözlemleseydik hiçbir benzerliği olmayacağı bir uç durum, ihtimal daha düşünebilirsin. Bu iki uç ihtimal de şuan kozmolojide önemli bir rol oynuyor. Ve bizler deneyler, gözlemler ve teori ile matematik yoluyla bu iki uç hikâyeden hangisinin evrenin tümünde geçerli olup olmadığını saptarız. 

S: Kozmolojinin geçmişe bakarak deneyler yapmaya, insanoğlunun laboratuvarda yaratmasının mümkün olmadığı enerji seviyelerini görmeye olanak sağladığı söylenir.

Paul: Bu doğru Robert. Evrenin bugünkü ısısı ortalama kırk derece ama eldeki verilerle düşünce yoluyla zamanda geriye gittikçe basınç arttığından daha da sıcaklaştığını görürsün. Ve daha sıcak demek daha fazla enerji demek. Madde çarpıştığında daha yüksek enerjiler de çarpışır. Yani sonunda geçmişte öyle bir zamana gelirsin ve enerji ile ısı o kadar yüksektir ki yeryüzünde inşa edebileceğimiz en güçlü hızlandırıcılarla bile tekrar üretmemiz imkansızdır. Kozmos, bir bütün olarak, ısı enerjilerinin seviyelerini laboratuvarda test edemeyeceğimiz kadar yoğun olduğu dönemler hakkında fosil bilgisi gibi bilgi verebilir. Ama kozmosdaki kalıntılarını gözlemleyebiliriz. 

S: Uzayda ilerledikçe neredeyse zamanda da geriye bakmış oluyorsun. 

Paul: Doğru, evet. Esasen gittikçe tarihten de dilimler alıyoruz. Ve teori bazen daha geriye gitmemize bile olanak sağlıyor. Bazen bazı fosil kalıntılarını şimdiki zamanında görürüz ama varlığını açıklamak için ya büyük patlamadan sonraki ilk vaka ya da ondan önce denebilir.(?!?!) 

S: İnsanın durumuna birçok gelişmiş sanatta yapıldığı gibi baktığımızda, insanın daima kıymetli olduğunu görürüz. Dolayısıyla kozmolojinin hüneri de insana uygun perspektifi sağlamasıdır. Sadece uzayda değil zamanda da. Yani tüm bu enerji dalgalanmalarının kayanayan kazanında biz yerimizi buluruz. 

Paul: Doğru ama henüz yerimizi bilmiyoruz. Hangi hikâye doğru bilmiyoruz. Örneğin evrenin genişlemesinin hızlandığını öğrendik. Yani evren gitgide karmaşık yapılar kazanmak yerine artık boşaltılacak. Boş vakuma dönecek, hikâye sonlanacak. Diğer ihtimal ise yeni madde ve radyasyon ile daha da geliştirikecek ve yeni galaksiler, yıldızlar ve insanlar ortaya çıkacak. Dolayısıyla bizik zamandaki yerimiz şuan bilinmiyor. Ve ilginç olansa bu derin soruları deney ve astronomik gözlemler yoluyla canlandırabilecek olmamız. Sadece bir masada oturup tartışmak zorunda değiliz. İlginç fikirlerin de çıkıp test edebileceğimiz farklı tahminleri var. Şuan meşgul olduğumuz serüven de bu. 

S: Kozmolojide, her yönüyle, keşfettikçe insanoğlunun kozmostaki katılımının azaldığı doğru mu? 

Paul: Bu ilginç bir soru. Bence bu evrenin tarihindeki yerimizin ne olduğuna bağlı. Eğer evrenin sadece boş bir vakum olduğu ortaya çıksa sanırım bunu çok kasvetli bir gelecek olarak yorumlardım. Bu doğanın ne başlangıçta ne de sonda boşluktan ibaret olması einstein’in imkan dahilinde bulduğu bir şey değildi. Bunu doğa için çok imkansız bir son olduğunu düşündü. Gerçekten güçlü bir felsefi bakış açısına sahipti ve ben de onunla iştirak ediyorum. Diğer alternatif ise hayır, biz evrimsel bir sürecin parçasıyız ama bu eğer evrimsel süreç sandığımızdan çok daha uzun bir zamanda gerçekleştiyse mümkün. Eskiden bunun binlerce yıl olduğunu düşünüyorduk. Son yy.da öğrendik ki hayır, belki 14 milyon yıl kadar sürmüştür ama bu da yanlış olabilir. Belki büyük patlamadan beriydi ve evren çok daha uzun bir süredir evrimleşiyordu. Biz çok daha uzun süreli bir evrim döngüsü içindeyizdir. Cevabı bilmiyorum ama cevaba ulaşma yollarını biliyorum. Deneyler, gözlemler yapmak ve fizik yasalarının matematiğini açıklamak. 

S: Belki bu ihtimallerden hiçbiri değildir. Evrenin hiçliğe doğru genişlemesi ya da her şeyin sonunu geldiği ve tekrar yaratıldığı döngülerden geçme. ikisi de değildir. insanlığın türleri cidden az. 

Paul: Ben kesin bir şey diyemem Robert. Bu, fikirlerden hangisinin doğru çıkıp çıkmayacağına bağlı bir şey. Örneğin öncesinde de tartıştığımız bir ihtimal: şimdi varız ama evren sonsuza dek kara madde tarafından ele geçirilecek ve yalnızca boş vakum olup çıkacak. Söylemesem olmaz; bu bana çok anlamsız geliyor. Eğer böyle olsa hiçlikten, bir şeyliğe ve sonra tekrar hiçliğe gitmiş oluyoruz. Evrenin döngü içinde olduğu fikrinde ise ondan tam emin değilim. Belki ben daha pozitifim. Bu türler ya direkt ya da evrim yoluyla sonraki süreçte hayatta kalmanın ya da bilgi göndermenin yolunu bulabilirler. Yani kozmosun tarihinde biraz daha bağlantılı olma durumu var. ilginç olansa ileriki senelerde deneyler, gözlemler ve fizik yasalarını anlayışımızdaki gelişmelerle bu iki görüş arasında karar verebilecek olmamız.

Çevirmen: Nilsevim Külahcı


Kaynak: Paul Steinhardt , What Does a Fine-Tuned Universe Mean?, https://youtu.be/Cu2rHK22Guw , Erişim Tarihi: 19.05.2023