Mikroplastikler – Nur Solmaz

Mikroplastikler – Nur Solmaz

Ocak 24, 2023 0 Yazar: bilimolog

Plastikler sağladığı avantajlar nedeniyle birçok alanda kullanılır. Tek bir plastik malzemenin parçalanmasıyla milyonlarca mikroplastik meydana gelebilir. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi tarafından yapılan tanımlamaya göre mikroplastikler 5mm’den küçük olan plastik parçacıklarıdır. Sentetik tekstil lifleri, deterjan, diş macunu, plastik fabrikalarının atıkları, otomobil lastiklerinden aşınıp kopan parçalar mikroplastiklerin kaynağını oluşturur. Direkt kullanımla oluşan mikroplastiklere birincil (primer), belli aşamalarla parçalananlara ise dolaylı kirletici ya da ikincil mikroplastikler (sekonder) denir. Küçük parçaların oluşumunda antropojenik etkilerin yanı sıra su, hava, rüzgar, güneş (UV ışınları) de etkili olabilir.

Şekilleri çok çeşitli olabilmektedir. Bu şekiller çevrede kaldığı süreye ve parçalanma işlemlerine bağlıdır. Levha, kırıntı, tel, köpük şeklinde olabilirler. Boyutları gereği mikroplastikleri karakterize edip sınıflandırmak zordur. Kaynakları, tipi, şekilleri, aşınma durumu ve rengine göre incelenebilirler.


  • Mikroplastiklerin Oluşumu ve Kaynakları


Plastik üretiminin %40’ı ambalajlama için kullanılır ve bu ambalajlamanın büyük bir kısmını da yiyecek ve içecek paketlemesi oluşturur. Bu malzemelerin parçalanmasıyla mikroplastikler oluşur. Ayrıca birçok üründe hammadde olarak kullanılırlar. Birçok kişisel bakım ürünü, makyaj malzemeleri ve ev temizleme ürünlerinde bulunurlar. Özellikle sentetik tekstil ve giyim ürünleri önemli mikroplastik kaynaklarıdır. Hollanda’da yapılan bir çalışmada, bir parça giysinin yıkanması sonucu yaklaşık 1,900 sentetik mikro elyafın atıksulara karıştığı tespit edilmiştir.

İnşaat sektöründe kullanılan yalıtım köpüklerinin parçalanması durumunda da mikroplastik kirliliği oluşabilir.


  • Çevresel Etkileri

Mikroplastiklerin son yıllarda bu kadar popüler ve önemli bir konu olmasının sebeplerinden biri deniz ekosistemindeki neredeyse tüm canlılarda mikroplastik bulunmasıdır. Plastiklerin çoğu renksiz olduğu için su kaynaklarında fark edilmeyebilir. 1990’lardan beri her yıl 140.000’den fazla deniz hayvanının sulardaki plastikleri bünyesine alarak öldükleri tespit edilmiştir.

Derin deniz tortularında her 25 mL’de bir mikroplastik bulunmuş ve 1176 m ve 4843 m derinliklerde dahi mikroplastiklere rastlanmıştır. Yani mikroplastikler yalnızca su yüzeylerinde değil, denizin derin kısımlarına bile ulaşmıştır.

Deniz ekosisteminde fitoplanktonlar birincil üreticilerdir. Bu nedenle denizel besin zincirinin temelini oluştururlar. Fitoplanktonun mikroplastiklerle etkileşmesi kümelenme oluşturur ve mikroplastikler ya daha uzun süre askıda kalır ya da deniz dibine çökmeleri hızlanır. Bundan dolayı deniz ekosisteminin doğal işleyişi olumsuz yönde etkilenir (Mesela bunlarla beslenen zooplankton için).

Plastikler canlılar tarafından sindirilemediğinden organizmaya giren mikroplastik kirleticiler besin zinciriyle taşınır. Bir çalışmada mikroplastiklerin hayvanların bağırsaklarında birikebildiği ve dolaşım sistemine geçebildiği bulunmuştur. Yani mikroplastikler canlıların sadece sindirim sisteminde değil dolaşım sisteminde ve başka dokularında da bulunmuştur.

Yapılan araştırmalarda bivalvia, echinodermata (deniz hıyarı) gibi bazı omurgasızların, balıkların ve zooplanktonların mikroplastikleri yuttukları için sindirim sistemlerinin kötü etkilendikleri görülmüştür. Midye gibi suyu süzerek beslenen canlılar, bünyelerine mikroplastikleri de alabilmektedirler ve bu şekilde mikroplastikler besin döngüsüne katılarak insan bünyesine de alınabilmektedirler. Ayrıca yengeçlerin denizlerdeki mikroplastikleri sadece yiyeceklerle değil solungaçlarıyla çekerek solunum sistemine aldıkları bulunmuştur.

Mikroplastikler doğrudan kirletici olabileceği gibi kimyasal kirletici maddeleri gıdaya aktararak da tehlike yaratabilirler. Örneğin mikrobik kirlilik oluşturarak hastalıklara neden olurlar.


  • İnsana Geçiş Yolları

Mikroplastikler su kaynaklarına karışarak ya da su ürünlerinin işlenip paketlenmesi sırasında bulaşarak; sindirim yoluyla besin zincirine dahil olurlar. Mikroplastiği; herhangi bir deniz canlısı bünyesine aldığında ve bu canlı gıda olarak tüketildiğinde sağlık sorunlarına neden olabilir. Yapılan bir çalışmada balık etinde mikroplastik bulunmuş ve bunun tüketimine bağlı olarak insana geçtiği saptanmıştır. Altı adet istiridye yenmesi durumunda yaklaşık 50 adet mikroplastik tüketildiği bulunmuştur. İnsan akciğeri ve dışkısında mikroplastiğe rastlanılmıştır. Mikroplastikler insanda kanser, obezite, kısırlık, kronik ve akut rahatsızlıklara sebep olabilir. Yapılan bir araştırmada plastik parçacıklarının bağırsaktan lenf ve dolaşım sistemine ulaşabileceği saptanmıştır. Ayrıca hafif olmaları nedeniyle havada da bulunabilirler ve akciğerlerde solunum yolu ile birikebilirler.

Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği öğrencilerinin yaptığı bir tübitak projesine göre havadaki mikroplastik seviyesi farklılıklar gösterse de atmosferde mutlaka mikroplastik bulunduğu söylenebilir. Hava akımlarıyla sürüklenebilir ve insan akciğerlerine girebilirler.

İnsanlar yıkandıkları sırada da mikroplastiklerle kontamine olmuş su ile ya da kullanılan kozmetik ürünlerle (yüz bakım kremleri, yüz yıkama jelleri, duş jelleri vs.) dermal yoldan mikroplastiklere maruz kalırlar. Ama üst deriden hücreye alınamadığı için emilimi olası görünmemektedir. Ancak nanoplastikler deriye nüfuz edebilirler.


  • Mikroplastik kirliliğinin önlenmesi için sunulan öneriler:

Plastikler kolay işlenmesi ve ucuz olması sebebiyle sık kullanılan maddelerdir. Ama son yıllarda yapılan çalışmaların etkisiyle bazı ülkeler tedbir almaya başlamıştır. Bu tedbirlerin en başında plastik poşetin yasaklanması ve vergilendirilmesi yer alır.

Kozmetik ve temizlik ürünlerinde bulunan mikroboncuklar yıkanma sonucu kanalizasyon yoluyla su kaynaklarına karışır. Amerikada, kozmetikte kullanılan mikroboncukların üretimi 28 Aralık 2015’te imzalanan yasayla,  İngiltere’de 2017 yılı sonunda, Fransa’da 1 Ocak 2018 itibariyle yasaklanmıştır. Bunun yerine sünger taşı, pomza, yulaf ezmesi, kayısı ve ceviz kabuğu gibi doğal malzemelerin kullanımı öneriliyor.

Sentetik tekstil lifleri en önemli mikroplastik kaynaklarından olduğu için çamaşır makinelerine bu iplikçikleri tutacak bir ünite, atık su arıtma tesislerine de bir ultrafiltrasyon ünitesi eklenebilir.


Yazar: Nur Solmaz


Kaynakça

  1. Yurtsever, Meral. “Mikroplastikler’e Genel Bir Bakış”. Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fen ve Mühendislik Dergisi 17/50 (Mayıs 2015), 68-83.
  2. Esmeray, Ertuğrul vd. “Mikroplastikler, Çevre-İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ve Analiz Yöntemleri”. Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi 8 (2020), 839-868.
  3. Bulat, Fevziye Nihan vd. “Plastik ve Mikroplastiklerin Su Canlıları ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri”. Ege Journal of Fisheries and Aquatic Sciences 37/4 (2020), 437-443.
  4. Ünlü, Yavuz Selim vd. “İç ve Dış Ortam Havasındaki Mikroplastikler’in İncelenmesi: Bir Kampüs Örneği. 13. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi. ed. Meral Yurtsever vd. 1639-1647. İzmir: Makina Mühendisleri Odası, 2017.
  5. Tutoğlu, Nilüfer (2019) Sucul Ortamdaki Mikroplastiklerin İnsan Sağlığına Etkisi ve Arıtma Yöntemlerinin Araştırılması. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Uzmanlık Tezi, Ankara, (Danışman: Prof. Dr. Mehmet Kitiş)
  6. Ceylan, Berkim (2017) Atıksulardaki Mikroplastik Kirliliğinin İncelenmesi. Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi (Danışman: Yrd. Doç. Dr. Meral Yurtsever)
  7. Selamoğlu Çaglayan, Hacer. “Mikroplastiklerin Deniz Çevresinde Neden Olduğu Etkiler”. Doğanın Sesi/6 (Aralık 2020): 44-56
  8. Gündoğdu, Sedat – Çevik, Cem. Türkiye’deki Deniz Canlilarında Mikroplastik Kirliliği. Greenpeace Akdeniz, 2019. https://www.greenpeace.org/static/planet4-turkey-stateless/2021/06/4d6d1ae6-dergi-143.pdf
  9. Akçay, S., Törnük, F. & Yetim, H. (2020). Mikroplastikler: Gıdalarda Bulunuşu ve Sağlık Üzerine Etkileri. Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi, (20), 530-538.
  10. O. Atakan, M. Yüceer, C. Caner. Mikroplastikler ve Gıda Güvenliği. Akademik Gıda 19(4) (2021) 433-441